Robotik Lazer İle Fıtık Gerileme(regresyon)Tedavisi, Radyofrekans Dorsal Root Ganglıon Blokajı , Epidural Enjeksiyon(Nokta Atışı) , Epiduroskopi sakral hıatustan kamera eşliğinde uygulama, Ozon Tedavisi, Lazer Diskektomi ,Kök Hücre Uygulaması
Ameliyat sonrası aynı yerde fıtık oluşma riski hastanın anatomik yapı sağlamlığı ve yaptığı işle doğru orantılıdır. %5-7 arasında tekrarlama riski vardır.
Ağrı kesici ile şikayetleri geçmeyen hastalarımızda ağrının bir an önce yok edilerek hastanın eski haline getirilme işlemi. Sinir köküne skopi altında ulaşılarak bölgeye anestezik ve eser miktarda steroıd verilmesi ile uygulanır. Sinir etrafındaki ödem ve kas krampları çözülür. Fıtık dokusunda büzüşme olmasıyla şikayetler yok olabilir. Aynı seansta disk yapısının kuvvetlendirilmesi amacıyla sıvı kollajen ve hyaluronik asit uygulaması da yapılabilmektedir.
Radyofrekans tedavisi fıtığın baskı yaptığı siniri radyo dalgaları ile duyarsızlaştırmaya yönelik bir tedavidir. Vücudun iyileştirme mekanizmasının çalıştırılarak zamanla fıtığın küçülmesi hedeflenir. İlk hafta içinde etki eder. 18 aya kadar etki süresi olabilir . İşlem enjeksiyon yapılan hastalardaki riskle aynıdır. Omurilik zedelenme riski yoktur.
Ameliyat mevcut halinizin daha konforlu hale getirilmesi için yapılır. Çok düşük bir oranda ameliyat sonrası ağrılarınız geçmeyebilir veya artabilir. Ameliyat kararının ve uygulanan cerrahi tedavinin doğruluğu da bu şikayetlerin görülme sıklığıyla orantılıdır.
Poliklinik şartlarında ayaktan yapılan bir işlemdir. Hastalarımız sadece kalçadan yapılan iğne gibi bir acı hissederler. İşlem sonrası kayda değer bir iyileşme hali gözlenir. 1 saat gözlemden sonra günlük hayatlarına dönebilirler. İşlemin Omurilikle ilgili hiç bir riski yoktur.
Boyun ve bel fıtıklarında ameliyatsız bu tedaviler yapılmaktadır. Boyun fıtığı için Robotik Lazer İle Fıtık Gerilemesi (regresyonu) daha uygundur.
Eğer ağır bel hareketleri gerektiren bir işte çalışılmıyorsa 3 hafta sonra işe dönüş izni verilebilmektedir.
Bel fıtığında ameliyat dahil hiç bir tedavi kesin gözüyle bakılamaz. Ağrı mekanizmasının kırılarak hastanın rahatlatılması ve vücudun iyileştirici hücrelerinin etkisiyle fıtık dokusunun zamanla küçültülerek iyileşme hedeflenir.
Fıtığınız radyolojık olarak ameliyatlık olsa bile eğer kuvvet kaybı, idrar kaçırma gibi klinik vermediği sürece ameliyatsız bu çözümler uygulanabilir.
Vücuda yapılabilecek geri dönüşümsüz işlemlerde en az 2 veya 3 hekimin görüşü alınarak ameliyata girilmesi uygun olur. Eskiden platin (titanyum vida) ameliyatları çok sık yapılmakla beraber şimdi terkedilmektedir. Tek taraflı girişimle omuriliğin iki tarafındaki sinir kökleri rahatlatılabilmektedir. Bu operasyonla dar kanal hastalarının %80 i platinsiz (titanyum vidasız) tedavi olabilmektedir.
Ameliyattan sonra rahat olup bir müddet sonra ağrılarınız başladıysa yapışıklık veya fıtığınız tekrarlamış olabilir. Hastalarımız radyofrekans ve epiduroskopi ile yapışıklıkların giderilmesi işlemlerinden fayda görürler.
E nabız bilgileriniz sadece sağlık bilgilerinizi içerir ve doktorların kullanabildiği bir sistemdir. Uzaktan hasta filmleri değerlendirilmesi için zaruridir. E nabız bilgilerini gönderirken şifrenizi olabildiğince basite indirgeyip sonra değiştirebilirsiniz.
Radyofrekans veya foramınal epidural enjeksiyon yöntemine rağmen şikayetler kısa sürede tekrarlıyorsa ve cerrahi sınırda fıtığınız varsa şikayetlerinizin geçmesinin tek yolu cerrahidir. Zaten işlem öncesi her hastamıza bu tedavinin ameliyat öncesi son çıkış olduğu anlatılır.
Omurganın hareketliliğini sağlayan alt ve üst omurgaları birleştiren eklemler faset eklemler olarak adlandırılır. Zaman içerisinde bu eklemlerde bozulmalar, yıpranmalar oluşur ve kişiler hareket sırasında ağrılar yaşar. Bunlara faset eklem ağrıları denir. Bu rahatsızlıkları yaşayan kişiler yaşam kalitesini düşüren bu ağrılarla yaşarlar. Üstelik bu hastaların ciddi bir kısmını MR tetkiklerinde ameliyata gerek duyulmayan hasta profili oluşturur. Radyofrekans yöntemi bu hastaların ağrılarına çözüm sağlar. Poliklinik şartlarında uygulanabilen bir yöntemdir. Minimal risk oranlarına sahiptir.
Lomber dar kanal hastaları özellikle yürüme mesafesinde azalmayla kliniğe başvururlar. Yürüme mesafesi 300 m üzerindeyse; bel ağrıları için Faset Eklem Enjeksiyonları ve Radyofrekans uygulanabilir. Ayağa ve kalçaya vuran ağrılarda Dorsal Root Ganglion Blokajları etkilidir. Hastanın konforu arttırılarak vücudun iyileşme mekanizmalarına fırsat verilir.
Omurilik kenarından faset eklemlere ve sinir kökünün çıktığı aralığa uygulandığından normal kalçaya yapılan enjeksiyon gibi riskleri vardır. Nasıl kalçaya yapılan enjeksiyonlarda anestezi ihtiyacı olmuyorsa bu işlemler de aynı şekilde poliklinik şartlarında röntgen odasında uygulanabilmektedir.
Vücudumuzun dik durmasını sağlayan omurlar arasında kolajen ağırlıklı yapıda bulunan disk yastıkları bulunur. Oluşan dejenerasyonlar (bozulmalar) zamanla bu yapının amortisör görevini yapamamasına sebep olur. Disk yapısındaki bu bozulmalar bacaklara giden sinir köklerinin sıkışmasına neden olur. Hastada ciddi ağrılar olabilir. Bu bozulmanın hızını azaltabilmek amacıyla disk mesafesine sıvı kolajen +bozulan faset eklem mesafesine hyaluronık asit uygulaması yapılmaktadır. Hyaluronik asit eklem arasındaki kireçlenme hızını yavaşlatıp ödem ve ağrıyı azaltmaktadır. Bu işlemle disk dokusunun ve faset eklemin bozulma hızının yavaşlatılması, verilen ilaçlarla beraber mevcut yangının yok edilmesi hedeflenmektedir. Poliklinik şartlarında yapılabilen kayda değer bir acısı olmayan bir işlemdir. Omurilikle ilgili bir yan etkisi yoktur.
Genelde tek seferlik bir uygulamadır. Bu işlem hastanın akut yangısının söndürülmesi ve disk yapısının bozulma hızının yavaşlatılması amacıyla uygulanmaktadır. Koruma amacıyla yapıldığından 1 yıldan sonra ani kilitlenmelerde tekrarlanabilir. Disk dokusunun beslenmesi desteklenerek fıtığın zamanla küçülmesi hedeflenir. İşlem sonrası ağrılar hızlı bir şekilde kaybolduğundan hastanın konforu üst düzeydedir.
Bel fıtığı ameliyatlarından sonra cerrahi komplikasyonlardan BOS gelişi görülebilmektedir. Bu olay ciddi bir yan etki olup acilen hekiminize bildirmeniz gerekir. Genelde omurilik zarının fıtığa ve kireçlenmelere bağlı çok incelmesinden ve ameliyat travması sonrası buradan akan BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) dan kaynaklanır. Bu dönemde doktorunuzun bilgisi dahilinde yatak istirahati ve sıvı akan yerin dikiş atılması başlangıç tedavisidir. Yaradan BOS gelişi durdurulabilirse büyük bir problem oluşmaz. Eğer sıvı gelişi durmazsa yaranın açılarak omurilik zarı onarımı yapılması gerekebilir.
Bel fıtığı ameliyatından sonra bacak ağrılarınız olmadığı halde ayağa kalktığınızda yürüme esnasında bel ve kalça ağrısı oluyorsa ameliyat olan bölgenin hareketli olabileceğinden şüphe edilir. Fonksiyonel filmlerde hareket olmasa bile hastanın instabil olabileceği göz önüne alınmalıdır. Hasta medikal ve fizik tedaviye rağmen bel ağrılar hayatını çekilemez hale getiriyorsa 2.kez ameliyat edilerek beline fuzyon dediğimiz platin takılması gerekebilir.
Robotik Yüksek yoğunluklu lazer; ağrı kesici, inflamasyon ve ödem azaltıcı mekanizmaları yardımıyla termal, kimyasal ve mekanik olmak üzere 3 şekilde etkisini gösterip gerçekleştirmektedir. Termal etki ile derinlerde bulunan dokuları ısıtarak kaslarda gevşeme sağlamaktadır. Kimyasal etki ile vücutta bulunan iyileştiren hücrelerin salgıladığı kimyasalların salınımını artırmaktadır. Mekanik etkisiyle de patolojiye sebebiyet veren bütün bariyerleri geçerek derinlerde bulunan dokulardaki toksinleri uzaklaştırmaktadır.
Uygulamada hastalar tarafından herhangi bir ağrı hissedilmemektedir. Ağrılı veya hasarlı bölgede tüy dökülmesi, cilt yanığı veya ciltte lekelenme gibi sorunlara sebep olmamaktadır. Yüksek yoğunluklu lazerden gelen ışık ilgili kas dokusunun üzerinde sıcak bir his bırakabilir.
Sinir hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olup beyinle olan iletişimlerini geliştirir. Ödem ve ağrıyı giderir. Liflerin daha fazla harekete izin vermesi ve uzatılabilmesi için skar dokusunu yumuşatır. Hasarlı bölgede bulunan toksinlerin uzaklaşmasını sağlar. İyileştiren hücreleri uyarır. Kronik ağrı hafızasını sıfırlayarak iç organlarda derinlemesine yol alır ve böylece ilgili bölgenin ağrı hissi bastırılmış olur.
Basit bir ağrı tedavisi değildir. Ağrının yanında ağrıya sebep olan ana problem kaynağını da gideren etkili bir tedavi yöntemidir. Tedavinin başlangıcından itibaren ağrılarda %60-70 oranında azalma olmaktadır. Hastanın kısa sürede vücut fonksiyonları eski haline getirilip günlük yaşantısına dönmesi sağlanmaktadır.
2002 yılında FDA tarafından onay alan Robotik Yüksek Yoğunluklu Lazer dünyadaki modern tıp merkezlerinde ve hastanelerde gitgide popüler olmakla birlikte hiç bir yan etkisinin olmamasıyla güvenle kullanılmaktadır
Robotik Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi hasarlı bölgede dolaşımı artırıp, o bölgenin iyileşmesini sağlayan hücreleri aktif hale getirerek hasar görmüş, yıpranmış ya da travmaya uğramış dokuyu tamir etmektedir. Zamanla fıtığın gerilemesi ve hatta tamamen yok olmasını sağlayabilmektedir.
Çocuklarda, kanserli lezyona yakın bölgelerde, hamilelerde ,iltihabi alanlarda, romatizma rahatsızlıklarının aktif olan dönemlerinde, dövme bulunan bölgede, kanser hastalarında, Epilepsi tanısı olan hastalarda ve kalp pili olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Etkisini ilk seanstan başlayarak gösterebilmektedir. Hastanın rahatsızlığının iyileşmeyen ve uzun süre boyunca devam eden (kronik) ya da kısa süreli ve ani (akut) olması durumuna göre doz kararı ve lazer uygulama süresi belirlenmektedir. Çoğunlukla bir seans 5 ile 20 dakika arasında sürebilmektedir. Akut olan durumlarda 1 ila 5 seans arası yeterli olabiliyorken, kronik durumlarda bu sayı 10’a kadar uzayabilmektedir.
Lazer tedavisinin şu ana kadar bilinen ya da tecrübe edilmiş olan hiçbir yan etkisi yoktur.
Bel /Boyun Fıtıkları Osteoartrit, Romatoid artrit, Yanık iyileşmesi, Dekübitis ülseri, KTS (Karpal Tünel Sendromu), Tendinit ve bursitler, Spor yaralanmaları, Radikülopati ve diskopatiler, Kronik osteomyelit,
Ozonun fıtık dokusu içerisine veya foraminal bölgeye epidural olarak verilerek fıtığın büzüştürülmesi, sinirlere yaptığı baskının kaldırılması ve ağrının yok edilmesi işlemidir. İyileşme için gerekli olan kan akımı ve oksijenin artmasını sağlar. Haftada 2 seans dan toplam 14 seansa kadar uygulanabilir.
Disk doku beslenmesinde bozulma varsa direk hasarlı bölgeye yapılan protein enjeksiyonlarıyla doku beslenmesi desteklenmelidir. Bu aynı zamanda ağrının hızla kaybolmasını sağlayacaktır. Fıtığın etrafında bulunan kas dokusunun egzersizlerle kuvvetlendirilmesi yapılması gereken diğer bir önlemdir. Ters hareketler ve ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır.
Bel kayması, bir omurun altında bulunan diğer bir omur üzerinden ileriye doğru kaymasıdır. Bu kaymayı mümkün kılan, normalde omurun ön ve arka bölümünü birleştiren kemik köprünün her iki taraflı olarak kırılmış olmasıdır. Derecelere ayırılır Grade 1 : Omurganın bir alt omurganın üzerinde %25 den az kaymasıdır. Genellikle ameliyatsız tedavi ile düzelir. Grade 2: %25-50 Kayma Eğer omurgalarda hareket söz konusuysa ameliyat gereklidir. Hareket yoksa ameliyatsız tedaviler uygulanabilir. Grade 3- 4 : Ameliyat gerektiren ciddi kaymalardır.
FITIK DERECELERİ 1.DİFÜZ BULGING ( Başlangıç aşaması fıtığı) 2.PROTRUZYON( Omuriliğe ve sinirlere bası yapabilecek fıtık 2. Derece…) 3.EXTRÜDE-FRAGMANTE-MİGRATE ( İleri derecede fıtık . Ameliyatlık sınırda ) 3 durumda da tedavi uygundur . (Acil ameliyatlık durum, felç hali, idrar kaçırma yoksa ) 1. Durumda fıtığın daha kötü olmaması için 2. Durumda fıtığın küçültülebilmesine yardım ve ilerlemesini durdurmak için 3. Durumda ameliyattan kurtulabilmek ve son çıkış noktası olarak tedavi uygulanabilir.
4'lü kombine tedavi, beyin ve sinir cerrahisi alanında, özellikle omurga hastalıkları ve ağrı yönetiminde kullanılan, birbirini tamamlayan dört farklı yöntemin bir arada uygulanmasıdır. Bu tedavi yaklaşımı, hastaların iyileşme sürecini hızlandırmak ve cerrahi müdahale ihtiyacını en aza indirmek amacıyla geliştirilmiştir. Tedavi Yöntemleri 1.Radyofrekans Sinir Blokajı; Sinirlerde ağrı iletimini kesmek veya azaltmak amacıyla radyofrekans enerjisi kullanılır. Özellikle bel ve boyun fıtıklarında ağrıyı hızlı bir şekilde azaltır. Sinir üzerindeki baskıyı hafifleterek fıtık kaynaklı ağrının giderilmesine yardımcı olur. 2. Nokta atışı ile İlaç Enjeksiyonu ve Ödem Tedavisi; Fıtık bölgesine uygulanan özel ilaçlar sayesinde ödem azaltılır. Bu, sinir kökleri üzerindeki baskıyı hafifletir ve ağrının kaynağına doğrudan müdahale eder. Enjeksiyonlarla bölgedeki inflamasyonun kontrol altına alınması sağlanır. 3. Fiziksel Destek 4.Robotik Lazer enerjisi kullanılarak fıtık dokusunda küçülme sağlanır ve kan dolaşımı artırılır. Lazer, hasarlı dokuların iyileşmesini desteklerken toksik maddelerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Ayrıca derin kasların gevşetilmesini ve spazmın giderilmesini sağlar.
Ameliyat dahil hiç bir tedavi %100 sonuç vermez .Uyguladığımız DÖRTLÜ KOMBİNE TEDAVİ %70-80 oranında tedavici edici etkisi vardır.
1-NOKTA ATIŞI (FORAMİNAL EPİDURAL ENJEKSİYON) 2-RADYOFREKANSLA SİNİR BLOKAJI 3-MANUEL TERAPİ 4. ROBOTİK LAZERLE FITIK REGRESYONU
Yapılan radyofrekansla sinir blokajı, Verilen ilaçlar ve robotık lazerin vücuda desteğiyle 6 aylık takipte fıtıkda küçülme olabilmektedir. İşleme aldığımız hastaların çok az bir kısmında (%3-5)cerrahiye ihtiyaç olmuştur. Ameliyat hastalarında da görülebildiği gibi eğer bel sağlığına dikkat edilmezse tekrarlama riski vardır.
Romatizmal hastalıklarda -Kalp pili olan hastalarda - Gebelerde - çocuklarda - tedavi uygun değildir.
Bel kanal darlığı ameliyatlarını mikrocerrahi ile mikroskop altında tek taraflı girişimle her iki sinir kökünün temizlenmesi şeklinde yapmaktayız. Bu girişimde enstrüman uygulamasına gerek kalmamaktadır. Hastalar 24 Saat ihastane yatışı sonrası taburcu olabilmektedir. Spinal anestezi ile ameliyat yapıldığından genel anestezinin risklerine maruz kalınmaz.
Nükleoplasti özellikle genç yaştaki hastalarda(20-45 y) omurgada amortisör görevi gören disk yastıkçıklarının sağlam olduğu, yaşa bağlı bozulmadığı ve diskin yırtılmadığı(halk arasında patlamadığı ) durumlarda disk içi basıncın azaltılması amacıyla yapılmaktadır.
Nükleoplasti genç hastalarda ameliyatlık olmayan seviyedeki fıtıklarda kısmi küçülme yaparak omuriliğe baskıyı azaltabilir. Tamamen fıtığın yok edilmesi söz konusu değildir.
Bel ve boyun kanal darlığı hastalarında nükleoplastinin yeri kesinlikle yoktur. Uygulanması tıbbi hatadır. Hastanın konforunu arttırmak amacıyla faset eklemlere ve sinirlerin çıktığı foramınal aralığa yapılan kortızon ve anestezik ajanlar sanki nükleoplastinin etkisiymiş gibi servis edilmektedir maalesef.
Bel ve boyun kanal darlığı omurılık etrafındaki bağ dokusunun ve kemık yapının kalınlaşması ve sinirlerin geçtiği kanalın daralmasıyla karakterızedir. Nükleoplasti ile dar kanal kesinlikle yok edilemez. Sadece verilen anestezik ajanların etkisiyle hastanın geçici süre ağrıları azaltılır.
İleri yaş hastalarımızda spinal anestezi dediğimiz belden uyuşturma ile ameliyatlar yapmaktayız. Mikrocerrahi ile mikroskop kullanılarak yapılan bel kanal darlığı ameliyatları 90 yaşa kadar rahatlıkla yapılabilmektedir.
Son teknolojının geldiği noktada çok gerekmedikçe(Belirgin kayma hali gibi) dar kanal hastalarımızda vida uygulaması yapmamaktayız. Hastalarımız tek taraflı girişimle her iki taraf sinir köklerinin temizlenebildiği mikrocerrahi ile vida takmadan kolaylıkla ameliyat olabilmektedir.
Mikrocerrahi ile bel kanal darlığı temizlenen hastalarımızda tekrarlama durumu olmaz. Çünkü basıya neden olan bütün yapılar temizlenerek sinir kökü tamamen rahatlatılmaktadır. Bel fıtığı gibi değildir, tekrar etmez.
Bel kanal darlığı, omuriliğin ve sinirlerin geçtiği kanalın daralmasıyla oluşan bir durumdur. Yaşla birlikte kemiklerde kireçlenme, bağlarda kalınlaşma ve disklerde bozulma meydana gelir. Bu değişiklikler kanalın çapını daraltır. Kanal daraldığında sinirler sıkışır, bu da bel ağrısı, bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve yürürken çabuk yorulma şeklinde kendini gösterir. En tipik özelliği, yürüdükçe ağrıların artması ama oturup dinlenince azalmasıdır
En sık 50 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Çünkü yaşlandıkça omurga yapılarında değişiklik olur; kemikler kalınlaşır, kireçlenme başlar, diskler esnekliğini kaybeder. Bu da zamanla kanalın daralmasına yol açar. Ancak yalnızca yaşla ilgili bir hastalık değildir. Doğuştan omurilik kanalı dar olan kişilerde şikâyetler çok daha erken yaşlarda başlayabilir. Ayrıca bel fıtığı geçirmiş olanlarda veya bel ameliyatı olmuş kişilerde de kanal darlığı gelişme riski artar. Kısacası, yaş en önemli risk faktörüdür ama tek başına belirleyici değildir; genetik yatkınlık ve geçmiş hastalık öyküsü de bu süreci hızlandırır.”
Hayır, farklı hastalıklardır ama sıklıkla karıştırılır. Bel fıtığında, omurlar arasındaki diskin dışarı taşması sonucu sinire baskı olur. Bel kanal darlığında ise omuriliğin geçtiği kanalın kendisi daralır. Yani sorun diskte değil, kanalda oluşur. İki hastalıkta da bel ağrısı, bacaklarda uyuşma ve güçsüzlük olabilir. Ancak mekanizma farklı olduğu için tedavi yaklaşımı da farklıdır. Bel fıtığı için uygulanan bir tedavi, kanal darlığında her zaman yeterli olmaz. Bu nedenle doğru tanı koymak büyük önem taşır
En tipik belirti, yürürken bacaklarda ağrı, uyuşma ve kuvvetsizliktir. Dinlenince şikâyetler kaybolur ama kişi yeniden yürüyünce tekrar başlar. Bu tabloya biz ‘nörojenik kladikasyon’ diyoruz ve bel kanal darlığının en önemli bulgusudur. Bunun dışında bel ağrısı, bacaklarda yanma ve karıncalanma da görülebilir. İleri vakalarda yürüme mesafesi çok kısalır, hasta birkaç dakika bile yürüyemez hale gelebilir. Hatta günlük yaşam aktiviteleri ciddi şekilde kısıtlanabilir. Yani basit bir bel ağrısı gibi başlasa da ilerleyen dönemlerde kişinin yaşamını zorlaştıran bir tabloya dönüşebilir.”
Hayır, her hastada ameliyat şart değildir. Hafif şikâyetleri olan, yürüyüş mesafesi uzun olan ve yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenmeyen kişiler ilaç ve egzersizle takip edilebilir. Ancak yürüme mesafesi kısaldığında, ağrılar dinlenmeye rağmen geçmediğinde veya idrar-dışkı kontrolü bozulduğunda ameliyat gündeme gelir. Yani cerrahi, her hastaya değil, doğru zamanda doğru kişiye uygulanmalıdır. Bu şekilde başarı oranı da oldukça yüksektir
Ameliyat sonrası hastalar genellikle birkaç gün içinde ayağa kalkabiliyor. Günlük yaşamlarına dönüş 4–6 haftayı bulabiliyor. Fizik tedavi ve egzersizlerle bu süreç hızlanıyor. Tabii yaş, genel sağlık durumu ve ek hastalıklar iyileşme süresini etkileyebiliyor. Ama çoğu hasta ameliyattan sonra yürüyüş mesafesinin belirgin şekilde arttığını ve ağrılarının azaldığını söylüyor. Yani doğru endikasyonla yapılan ameliyat, hastanın yaşam kalitesinde ciddi bir iyileşme sağlar.”
Mikro cerrahi ile mikroskop altında yapılan bel kanal darlığı ameliyatında basıya neden olan bütün mekanik sebepler alındığından aynı seviyede tekrarlama riski yoktur.
Sıcak su kaslarda spazmı çözerek kas gerginliğinin ağrılarının azalmasına sebep olur. Kişilerdeki stresi azaltarak kasları yumuşatır .Kaplıcalar özellikle kan akımını artırarak iyileştirici hücrelerin oraya gelmesini ve Patolojinin düzelmesi için oradaki toksik radikallerin azaltılmasına yardımcı olur ödemi azaltır. Sıcak su bazı durumlarda şikayetı arttırabılır. Ameliyatlık boyuttaki bel ve boyun fitiklarında kaplıca bazen şikayetlerinizi daha da arttırabilir
Mikrocerrahi, ameliyat sırasında özel mikroskoplar kullanılarak çok küçük yapılar üzerinde yapılan, minimal invaziv (az hasarla yapılan) bir cerrahi yöntemdir. Bu teknik özellikle omurga, beyin, sinirler ve damarlar gibi hassas yapılarla çalışırken kullanılır
Mikrocerrahi mikroskop kullanılarak yapılır. Klasik açık cerrahide gözle yapılır. Açık ameliyatta Kesi 10 cm civarındayken mikrocerrahide 2-3 cm lik kesi yapılır. Mikrocerrahide kas ve doku hasarı minimumdur. O yüzden taburculuk 1-2 günde yapılabilirken klasik açık cerrahide 4-5 gün hastanede kalış olmaktadır.İşe dönüş mikrocerrahide daha erkendir.
Endoskopık cerrahide genel anestezi zorunludur. Mikrocerrahide zorunlu değildir, spinal anestezi denilen lokal anestezi ile yapılabilir. Endoskopık ameliyatta cilt kesisi 1-1.5 cm yapılırken mıkrocerrahide 3 cm lik kesi olur. Mikrocerrahi ameliyatların başarısı ve hasta memnuniyeti endoskopık ameliyatlarından belirgin fazladır.
Dar kanal ameliyatları, mikrocerrahi ince işçilik ve çok dikkat gerektiren ameliyatlardandır. Ameliyatta bası yapan bütün yapılar temizlenir. Ameliyatta 2 hoca olduğu vakit ameliyat boyunca sizin adınıza ameliyatı takip eden ,gerektiğinde müdahale eden, ameliyatı yapan hocaya eşlik eden bir uzman olacaktır. Ameliyatta komplikasyonların minimuma indirilmesi, ameliyat başarı oranının ve ameliyattan beklenen faydanın maksimum olması için çok gerekli bir uygulamadır.
AMELİYAT SONRASI BEL FITIĞI HASTALARINA ÖNERİLER OP.DR.MEHMET SERDAR DİKE 05323975678 Ameliyat sonrası dönemi 20 günlük olarak 3 bölüme ayırıyoruz. İlk 7 günlük 24 saatlik sürenin tamamını yemek ve tuvalet ihtiyacı haricinde yatakta istirahatle geçirmek gerekmektedir. Yemek ve tuvalet ihtiyaçları için kalkabilir ve yemek müddetince de tarif edilen şekilde otura bilinir. Yemek sonrası bir 5-7 dakika oturarak ve yürüyerek çay molası verilebilir.. 1. İkinci 7 gün içinde ise evde, yine, günün büyük bir kısmını yatakta geçirilmelidir. Ancak bu dönemde yemek ve tuvalet ihtiyacı dışında da kalkabilir ve kısa sürelerle (10-15 dk) oturulabilir. 2. Son 7 günde ise yatakta geçirilen süre yaklaşık 16 saat kadar olmalıdır. Bu son hafta içerisinde istenilirse bir kat merdiven inip çıkabilir ve yanı katta komşuya kısa süreli ziyaret yapılabilir. 30 gün sonunda kontrol muayeneye gelinmesi gerekmektedir. YATACAĞINIZ YATAK ÖZELLİKLERİ Uygun olan yarı ortopedik yatak da yatmaktır. Karyolanın yaylı somyası varsa ve esniyorsa bu takdirde bunun üzerine esnemeyi önlemek amacıyla, tahta ya da benzeri sert bir malzeme koymak gerekir.. Kanepe veya yatak altı sık, sert metal ızgara zeminli karyolalarda ayrıca başka bir şey koymak gerekmez. Bu sert zeminli yatakların üstüne yaylı yatak veya imkân yoksa pamuk yatak konmalıdır. Yün yataklar bel anatomisi ve bio mekaniği için kümeleşip eğri büğrü oldukları için sakıncalıdır. Sert bir zemin üzerine ince bir battaniye serip uyumamalıdır. Çünkü gevşeme ve iyi bir dinlenme için üzerinde yatılan şilte vücudun özellikle bel çukurunu dolduracak kadar yumuşak olmalıdır. Karyolanın dolayısıyla yatağın yerden yüksekliğinin en az 50 cm olması gerekmektedir.(Yatış ve kalkış şekline uygun olması nedeniyle) Ani ve uygun olmayan yanlış, ters bir pozisyonda yatağa yatmak ve yataktan kalkmak mevcut ufak tefek ağrıların şiddetlenmesine yol açabilir. Bu nedenle yatış ve kalkış esnasında bel hiç zorlanmamalı ya da en az zorlamak için aşağıda tarif edilen yatış- kalkış pozisyonlarını iyice öğrenilmesi ve uygulanması gerekmektedir. YATAĞA YATARKEN VE YATAKTAN KALKARKEN Yatağa yatarken takip edilecek yol şudur; Önce yatağın kenarına gelip oturulur. Her iki el yatağın kenarına koyup destek alarak ,diz arkası çukurları yatağın kenarına değinceye kadar ,vücut yatağın ortasına alınır. Daha sonra önce yatağa yakın dirsek yatağa dayayıp, tam yan yatar vaziyette, baş yastığa değdirilir. Baş yastığa değdikten sonra ise her iki ayak yatağa çekilir. Artık tüm vücut yatağın içindedir. Arzu edilirse ya bu şekilde tam yan yatıla bilinir ya da sırt üstü dönerek istirahat edilebilir. Yataktan kalkarken takip edilecek yol ise yatağa yatarken takip edilen yolun tersidir. Yatakta sırt üstü vaziyette yatılıyorsa, hangi taraftan yataktan kalkılacaksa o tarafta tam yan vaziyette dönülmelidir. Bu şekilde yatağın tam kenarına gelinir. Bundan sonra önce her iki bacak yatak dan aşağıya sarkıtırken yatağa yakın dirseğe dayanarak baş ve vücut yatak dan kaldırılarak oturulur. (şekil 1.)Hemen ayağa kalkmak için acele edilmez. Yatak da uzun süreli yatılıyorsa ani kalkışlarında baş dönerek düşülebilir. Böyle bir durumu önleyebilmek amacıyla her iki eli dayayarak yatak kenarında bir müddet oturulur. Başın dönmediğinden iyice emin olduktan sonra her iki ayak tabanı ile yer ayağın altında iyice hissedip her iki elle oturulan yataktan destek alıp kalkılır. YATAKTA YATARKEN Dizler kıvrılmış vaziyette, tam olarak yan tarafa dönülerek yatılabilir; ya da sırt üstü uzanarak istirahat edilebilir. Sırt üstü yatar vaziyette yatılıyorsa arzu edilirse, her iki diz kırılabilir ve diz altına bir yastık konulabilir. Bilinmelidir ki gereken tek yanlış yüzü koyun vaziyette yatmaktır. Çünkü bu pozisyon ağrıların ortaya çıkmasına ya da mevcut ağrıların daha da artmasına neden olur. TUVALET Alaturka tuvalete oturup kalkmak ameliyat sonrası zor olabilir. Bu nedenle varsa alafranga (Klozet)tipi tuvalet kullanılmalıdır. EV İŞLERİ Ütü yaparken tek ayağınızın altına 15-20 santimetre yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltin, belinizin rahatladığını göreceksiniz. Bir süre sonra basamağın üzerine öbür ayağınızı koyun. Elektrikli süpürgeyle veya paspasla yerleri temizlerken öne doğru eğilmeyin ve belinizi dik bir pozisyonda tutmaya gayret edin. Bu nedenle uzun saplı süpürge kullanmak daha yararlı olacaktır. Bahçede çalışırken de uzun saplı aletleri tercih edin. BANYO Dikişleri alınmasının üzerinden (aksi söylenmemişse ) bir gün geçinceye kadar banyo yapılmamalıdır. Bu dönem sırasında vücut sabunlu bez ile silinebilir. Daha sonra yanında bir yakını varken ve de onun yardımıyla oturarak yıkanılabilir. Oturarak yıkanırken arkası sert, düz ve 90’ dik bir sandalyeye sırt, bel ve kalça dayayarak ayakları yere koyarak veya tercihen ayakların altına bir basamak koymak suretiyle dizlerin seviyesini kalça seviyesinden biraz daha yukarıda tutacak şekilde oturulmalıdır. Ayakta yıkanmak istenilirse bir ayağın altına alçak bir basamak konulmalıdır. Yıkanırken dikiş bölgesine sabun bezi, sünger, lif ya da benzeri herhangi bir şey sürülmemelidir. Kese yapılmamalıdır. Saçınızı yıkarken öne doğru iki büklüm eğilmeyin. Yere diz çöktükten sonra dirseklerinizi küvetin kenarına dayayıp başınızı yıkayabilirsiniz. Daha da iyisi küvetin içine girip oturarak yıkanmaktır. CİNSEL YAŞAM Ameliyat sonrası ilk 2 ay kesinlikle kısıtlama gerekir. Bu dönem sonunda da aktif olmamak kaydıyla kısıtlama kaldırılır. Ameliyat olan kişinin altta bulunduğu ve belini hafif bir yastıkla desteklediği pozisyon da nispeten tavsiye edilebilir. DİYET Yemeye ve içmeye ait bilinmesi gereken en önemli husus ameliyat sonrası ilk 45 günlük süre içinde, günün çok büyük bir kısmını yatak da istirahat ederek geçirileceğinden ne kadar az yenirse yensin , kilo alma kaçınılmazdır. Bu nedenle şekerli , unlu gıdalardan ve yağlı yemeklerden uzak durulmalıdır. Ameliyatlı bel kilo alındıkça vücudu taşımakta zorlanacak ve istenilen ideal iyileşme gecikecektir. Kilo fazlalığı mevcutsa kesinlikle kilo verilmesi uygundur. AYAKTA İKEN VE YÜRÜRKEN Uzun zaman ayakta kalınmamalıdır. Eğer uzunca bir zaman ayakta kalınacaksa bir ayağın altına alçak bir basamak koyarak dinlendirilmelidir. Bu yöntem sırayla her iki ayak için uygulayarak ayakları dinlendirmek gerekmektedir. Yürürken baş dik çene hafifçe öne eğilmiş adeta başınızın üzerinde kitap taşırcasına, rahat bir elbise giyerek hafif topuklu bir terlik ya da ayakkabı ile yürümek gerekir OTURURKEN Arkalığı sert, düz ve dik bir sandalyeye ,her iki ayağın tabanının tamamı yere basar vaziyette ve her iki diz seviyesi kalça eklemleri seviyesine göre daha yüksekte kalacak şekilde oturulmalıdır. Sandalyede otururken ayaklarınızın altına bir basamak çekerseniz daha rahat edersiniz. Yumuşak, alçak ve derin koltuklarda oturmayın. Stabil olmayan bozuk koltukların ve yumuşak iskemlelerin belinizi tehdit ettiğini unutmayın. Kol konacak sandalye ve koltukları tercih edin Yapılan işe mesafeli oturulmamalıdır. Otururken bacak bacak üstüne atılabilir. Bağdaş kurarak yere veya divan ya da benzeri herhangi bir yere oturulabilir. YÜZÜNÜZÜ YIKARKEN VEYA TRAŞ OLURKEN Kullanılan ayna boy seviyesinden alçak ise bu takdirde eğilinmez. Dizler kırılarak ayna ile aynı seviyeye gelinebilir. Oturularak tıraş olmak daha iyidir. KORSE Bazı özel cerrahi durumlar dışında korseler bel hareketlerini ileri derecede kısıtladığından zaman içinde bel kaslarının ve bel omurlarının etrafındaki bağların gevşemesine yol açması nedeniyle zararlıdır. Ancak sıcak tutmaları ve her an bel rahatsızlığını hatırlatmaları nedeniyle kullanılabilirler. AYAKKABI/TERLİK Ev içinde ve dışında hafif topuklu terlik veya hafif topuklu ayakkabı giymek gerekir. Uzun topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyin. Ayakkabınızın topukları normal, ökçeleri yumuşak olsun. Orta topuk ayakkabılara alıştığınızda bunu mümkün mertebe değiştirmeyin. YÜK TAŞIMA Bel sağlığını korumak için, çok ağır yükleri kaldırmayı denemeyin, kaldırılacaksa da mutlaka dizleri kırarak yani çömelerek yerden alın. Ameliyat sonrası ilk 45 gün kesinlikle ağır herhangi bir şey kaldırılması uygun değildir. Daha sonraki dönemlerde ise bir elle 5 kg dan iki elle 10 kg dan fazla yük kaldırılmamalıdır. Belden eğilerek kaldırmamaya özen gösterin. Hiçbir şeyi uzanarak almayın. Mesela telefon çaldığında veya raftan kitap alırken uzanmayın. Daima cisimlere yaklaşarak, arada mesafe bırakmaksızın alın. Bir yaşını geçmiş çocuklarınızı kucağınıza alıp sevmek için belinizden eğilerek ileriye doğru uzanmayın. Mutlaka dizlerinizi kırarak kucaklayın ve severken de yanınıza oturtarak veya beraberce yatarak sevin Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken belinizin eğik değil de dik pozisyonda olmasına dikkat edin. Bir eşyayı taşırken onu gövdenize yakın tutun. Eşya vücudunuza ne kadar yakın olursa omurganıza binen yük o kadar azalacaktır. İki kişi iseniz ve bir eşyayı iki ucundan tutarak taşımanız gerekiyorsa, birbirinize haber vermeksizin eşyanın bir ucunu asla bırakmayın. Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek veya iterek tek başınıza götürmeyin MERDİVEN ÇIKMAK VE YÜKSEKDEN ATLAMAK Merdivenlerden inerken bastığınız basamaklara çok dikkat edin. Bazen son basamağa geldiğinizi sandığınızda bir basamak daha vardır ve siz farkında olmadan tüm vücudunuzla aşağıya doğru düşersiniz. İşte bu çok tehlikeli bir harekettir, bundan kaçının Ameliyat sonrası kesinlikle ikişer üçer merdiven çıkılmamalıdır. Bir karış da yükseklik olsa hoplayıp zıplayarak inilmemelidir. NAMAZ KILMAK Abdest alırken, dişlerinizi fırçalarken ya da elinizi, yüzünüzü yıkarken lavaboya doğru eğilmeyin; belinizi olabildiğince dik tutmaya gayret edin. Bu yüzden evinizdeki lavaboların mümkünse biraz daha yüksekçe yapılmasını sağlayın. İlk 45 gün oturur pozisyonda kılınmalı, 45 günden sonra rüku ederken dizler hafifçe bükülmelidir. OTOMOBİL KULLANMAK Oturulan koltuk olabildiğince öne alınılır. Öyle ki dizler hafifçe kalçaya göre yukarda olmalıdır. Oturulabildiği kadar dik oturulmalıdır. Sırtın ve belin koltuk tarafından iyice desteklendiğine emin olunmalı gerekirse hafif ince bir bel ve sırt yastığı konulmalıdır. Uzun yola çalışacaksa saatte bir mola verilerek kısa yürüyüş yapılmalı ve sırt üstü uzanılarak dinlenilmelidir. Arabanızın bagajını boşaltırken de eşyaları öne, ileriye doğru uzanarak almayın. Önce bir ayağınızı tamponun üzerine koyun, sonra belinizi fazla eğmeden bagajı boşaltın. ALKOL /SİGARA Alkol diğer birçok zararlarının yanı sıra kemik sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Omur kemiklerindeki mineral kaybı ve sağlıksız yapı dolaylı olarak disklere etki eder. Alkol kullanmamaya özen gösterin. Sigara içenlerin vücudundaki tüm hücreler yeterli oksijen alamaz. Bu olaydan kalp, akciğer ve beyin başta olmak üzere bütün organlar etkilenir. Omur kemikleri arasındaki diskler de oksijensiz ortamda daha kolay dejenere olur ve zamanla kendilerini tamir etme yeteneklerini kaybeder. Sigara ayrıca öksürüğü başlatır. Öksürük ise dejenere olmuş ve zayıflamış disklerin üzerine aşırı bir basınç uygulayarak hastalığınızın aynı seviyede veya diğer başka bir seviyede tekrarlamasına yol açabilir. Sigara içmeyin, içiyorsanız mutlaka bırakın. Gönüllü kuruluşlardan ve kendi doktorunuzdan da yardım alabilirsiniz. EGSERSİZ Genellikle ameliyattan 45 günden sonra önerilir. Doktora danışmadan kesinlikle egzersiz yapılmamalıdır. Riskli ve hatta zararlı olabilir. Aşağıda tariflenen hareketler bel ve karın kaslarını kuvvetlendirecek, bel omurlarını tutan bağları güçlendirecek ve bel omur eklemlerinde kilitlenme varsa açılmasına katkıda bulunacaktır. En azından birkaç ay yapılmalıdır. Her hareket sabah ve akşam ,2 ‘şer defa yapılmak üzere başlanacak ve 10-14 gün içinde yavaş yavaş arttırılarak sabah 50 akşam 50 olmak üzere günde100 defa yapılmalıdır. Başlangıç gerinme egzersizi Aynı pozisyonda, kollan yukarıya bacakları aşağıya uzatmaya çalışın. Fig 1. Boy aynası karşısında duvara baş, omuzlar, sırt, kalça, ve ayak topukları dayanır. Bu vücut kısımlarını hiç duvardan ayırmadan çömelip kalkılmalıdır. Bu esnada aynaya bakarak hareketlerin muntazam olup olmadığı kontrol edilmelidir. Fig 2.Yerde yatarken her iki kollar yanda iken her iki bacağı yere dik olarak teker teker kaldırılmalıdır. En son olarak her iki bacağı yerden 90’ ye kadar kaldırılmalıdır Fig 3. Sol el havaya doğru kaldırılır. Sağ el uyluk bölgesine yakın tutulur ve sağ tarafa doğru yavaşça vücut eğilir. Hareketin devamında gerdirme yavaş yavaş arttırılır. Daha sonra sağ el kaldırılarak sola doğru gerdirme sağlanır. Fig4 Fig 4.Bacaklarınızı uzatarak sırtüstü yatınız. Bir dizinizi kırınız. O dizinizi ellerinizle kavrayıp göğsünüze doğru çekerek diğer bacağınızı yere yapıştırınız. Aynı hareketi diğer bacakla tekrarlayınız. Fig 5 Fig 5: Sırtüstü yatarak dizlerinizi kırınız. Ellerinizi dizleriniz üzerinde kenetleyip göğsünüze doğru çekerken başınızı dizlerinize değdirmeye çalışınız. FİG6 : Bir elinizi bel çukurunuza koyup karın kaslarınızla elinize baskı uygulayın. Her harekette 10 a kadar sayıp 5 tekrar yapın. FİG7 : Yerde düz yatarken ayaklarınızı çok fazla kaldırmadan yerde bisiklet çevirin.10 ile başlayıp 40 ye kadar çıkabilirsiniz. FİG8 : Yerde düz yatarken yarım mekik çekin. 3 ile başlanıp 10 a çıkılır. PANSUMAN: STERIL SPANC HİPOFİX BAND/ BATİCON RİF AMPUL(YARA ÜSTÜNE SÜRÜLECEK